5 Ocak 2008 Cumartesi

MUHARREM ORUCUNUN ANLAMI NEDİR?

Kurban Bayramı Hicri Takvim'e göre Zilhicce ayının 10. günü başlar. Kurban Bayramının 1'nci gününden başlayarak 20 gün sayılır. 20'nci günün akşamı Muharrem Orucu için niyet edilir ve oruç başlar. Muharrem Orucundan önce 3 günlük MASUM-U PAK ORUCU tutulur. Bu oruç Küfe'de şehit düşen Müslüm Bin Akıyl ile çoçukları ibrahim ve Muhammet için tutulur. Müslüm, imam Hüseyin'in amcasının oğlu ibrahim ile Muhammet ise amcasının torunlarıdır. 3 günlük Masum-u Pak ve 12 günlük Muharrem Orucu olmak üzere toplam 15 gün oruç tutulduktan sonra Muharrem Ayının 13'ncü günü kurbanları tığlanır ve AŞURE dağıtılır. Kurban imam Ali Zeynel Abidin'in Kerbela Katliamından kurtuluşundan duyulan sevinci belirtir. Muharrem Ayında eğlence yapılmaz, bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, düğün-nişan-sünnet törenleri yapılmaz, karı koca ilişkileri kesilir, kurban kesilmez, et yenilmez. Kerbela şehitleri'nin çektikleri susuzluğu hissetmek için su içilmez, eğlence yerlerine gidilmez, saç ve sakal traşı olunmaz.
Günümüzde bunların bir bölümü uygulanamamaktadır. Örneğin, sakal traşı olmamak gibi...

Su saf olarak içilmemektedir. Vücudun su ihtiyacı yenilen yemeklerden, çay-kahve-meşrubat-meyve suyu-ayran gibi sıvı içeceklerden karşılanır.
Alevi inancı şekilciliğe takılıp kalmayı değil, özü benimser. Aklın ve ilmin yolundan ayrılmaz. Önemli olan imam Hüseyin'in ve diğer Kerbela şehitleri'nin çektikleri acıyı ve zorlukları beyninde, kalbinde ve gönlünde duymaktır. Onlar gibi düşünüp, onlar gibi yaşayıp, onlar gibi inanmaktır. Zalime karşı çıkıp, mazlumdan yana olmaktır. Eline-diline-beline sadık olup insanca ve onurluca yaşamaktır. Onlara layık olmaktır. Ölmeden önce ölmek, öldükten sonra yaşamaktır. Yaşayan ölü olmamaktır. Yarın onlar'ın huzuruna alnı açık yüzü pak çıkmaktır. Onlar'ın bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmaktır.
Belirlenmiş bir iftar vakti'de yoktur. Akşam olup güneş batınca, karanlık gözle görünce oruç açılır. Gece sahura kalkma uygulaması Muharrem Orucu'nda yoktur.
Oruç tutulmadan önce (yatmadan önce) şöyle niyet edilir. Niyetten sonra Muharrem Orucu başlar.

BiSMi ŞAH. ALLAH ALLAH. ERENLERiN HiKMETiNE. ER HAK MUHAMMET-ALi AŞKINA. iMAM HÜSEYiN EFENDiMiZiN SUSUZLUK ORUCU NiYETiNE. KERBELA ŞEHiTLERi'NiN TEMiZ RUHLARINA MATEM ORUCU NiYETi iLE HZ. FATMA ANAMIZIN ŞEFAATiNE. 12 iMAM, 14 MASUM-U PAK EFENDiLERiMiZiN ŞEVKiNE, 17 KEMERBESTLER HÜRMETiNE HAZIR-GAYiP GEÇEK ERENLERiN YÜCE HÜMMETLERi ÜZERiMiZDE HAZIR VE NAZIR OLA. LANET MÜNKiRE. LANET YEZiD'E. RAHMET MÜMiN'E ALLAH EYVALLAH. HÜ

4 Ocak 2008 Cuma

Hz. Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam Sevgisi ....

Alevilerde inanç ve ibadet anlayışının kendine özgü yönleri bulunmaktadır. Bu anlayışın temeli biçimden çok özü esas almasına dayanır. Biçimsel anlamda ibadetin bir araç, olgun insan olmanın ise esas amaç olduğu kabul edildiğinden cemlere katılmak, oruç tutmak yetmez. Eline, diline, beline bağlı olmayan, en kutsal varlık olan insanı sevmeyen, olgunlaşmamış insanların ibadetleri de boşunadır. Bu kişiler Cem törenlerine alınmadıkları gibi toplumdan da dışlanırlar.Alevi inancının temeli Hak-Muhammed-Ali sevgisine dayanır.

Hz. Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam Sevgisi

Bilindiği üzere Alevilik Hz. Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam sevgisine dayanır. Ehl-i Beyt sözcük olarak ev halkı demektir. Ev halkı yani Ehl-i Beyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır. Ehl-i Beyt halk arasında Pençe-i Al-i Abâ olarak da adlandırılır.

Oniki İmamlar, Alevilerin Hz. Muhammed’den sonra önder olarak tanıdıkları Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın soyundan gelen kişilerdir.Oniki İmamların adları sırasıyla şöyledir:


1- İmam Ali
2- İmam Hasan
3- İmam Hüseyin
4- İmam Zeynel Abidin
5- İmam Muhammed Bakır
6- İmam Cafer Sadık
7- İmam Musa Kazım
8- İmam Ali Rıza
9- İmam Muhammed Taki
10-İmam Ali Naki
11-İmam Hasan Askeri
12- mam Mehdi

Ehl-i Beytin, Oniki İmamların yolundan gidenler Fırkayı Naciye veya Güruh-u Naci olarak adlandırılır.

Demek ki Ehl-i Beyt sevgisi Aleviliğin esasını oluşturur. Tevella ve teberra anlayışı da bu sevgiden kaynaklanır. Tevella Ehl-i Beyti, Oniki İmamları, Ondört Masumları, Onyedi Kemerbestleri ve onların yolundan gidenleri sevenleri sevmek, teberra ise onları sevmeyenleri sevmemektir



Bism-i Şah Allah Allah...

Allah ulu sofra dolu. Geldi Ali sofrası. Gitti gönüllerin gamı yası. Bereket-i Halil İbrahim. Şahidi Cebrail olsun.

Nuh-u Nebi Kerem-i Ali. Gülbengi Hacı Bektaş-i Veli. Artsın eksilmesin. Taşsın dökülmesin. Yiyene helal, kotarıp getirene, pişirip yedirene delil olsun. Kazaya, belaya kalkan, her iki dünyada güzel mekan. Bütün hizmet edenlerden Hakk razı olsun. Biz yedik içtik helal olsun. Geriden yenisi gelsin, tekneniz hep dolu olsun. Mümin canlar şad, münafıklar berbad olsun. Şah-ı Merdan Ali, dost ehlini her zaman görsün, gözetsin. İsteyene devlet, dileyene hayırlı evlat, her yuvaya acısı olmayan, tuzu az tatlı geçim versin. Gülen göze gözyaşı gelmesin, ocağı sönmesin. Haram olan kalsın, helal olan aka aka coşa taşa gelsin. Şah versin Şah versin Şah versin.

Ya Allah ya Muhammed ya Ali Dost...



Aynı şekilde Hz. Ali sevgisi ve inancı Gülbenlerinde de yer edinmiştir.



Bism-i Şah Allah Allah...

Dolumuz dolu ola. Yolumuz kaim (her zaman var olsun anlamında) ola. Bizim içeceğimiz dolu Şah-ı Merdan, Şirr-i Yezdan, İmam Aliy-yel Mürteza’nın dolusu ola. Şah Ali’m bizleri yeninden yakasından, üçlerin, beşlerin, yedilerin, onikilerin, kırkların katarından didarından ayırmaya. Her daim görüp gözete. Yolumuzu Yolsuz’a, Pir’size, arsız’a düşürmeye. Gerçeğin demine, Erenlerin Evliyaların ve Enbiyaların keremine, gerçeğe, yalnızca gerçeğe Hüü...

Allah Hüü ya Ali Dost... Aşk ile...

Şah-ı Merdan Dolusu alan canlara nur-iman olsun. Gittiği yer gam kasavet görmesin.



Allah Hüü Dost Eyvallah.

Aleviler Gülbenklerinde sürekli 12 İmamları, Erenleri Evliyaları, Enbiyaları anar ve Hz. Ali ile birlikte onlardan da medet umar ve dilerler. Er’i, Er’den ayırmazlar.



Bismi Şah Allah Allah.

Dilden dileklerinizi, kalbinizdeki hayırlı muratlarınızı, Şahı Merdan Ali vere, saklıya, bekliye, yamana uğratmıya. Yaşlarınız uzun ola, dalı budaklı ola. Kalbiniz gehver ola. Kalbiniz bütün ola. Destiniz derman ola. Küfrünüz iman ola, yardımcınız Oniki İmamlar ola. Oniki imamların darından, didarından ayrılmıyasınız. Bu divan, o divan ola. Bundan sorulursa ondan sorulmuya. Abtesiniz abtes ola, namazınız niyaz ola. Kırklar makamında Şahı Merdan Ali’nin defterine geçmis ola. Gerçeğe Hü Mümine Ya Ali.



Aleviler gerek dualarında, ve gerekse Gülbenk’lerinde Hz. Ali’yi anarken aynı zamanda bir çok güzelliği, toplumsal barışı, kişinin çevresine hayırlı olmalarını dilemeyi de ihmal etmezler.



Bismi Şah Allah Allah

Hizmetin kabul, yüzün ak, muradın hasıl ola. Zihnin açık, hizmetin topluma hayırlı ola. Hakk Muhammed Ali yardımcın, Hızır klavuzun olsun. Destin demen, küfrün iman, Şahı Merdan gönlün mihmanı olsun. Gerçeğe Hüü Mümine Ya Ali



Aynı şekilde Hz. Ali ismi Semahlarda da söylenir. Sadece bilinen ismi değil, ona atfedilen diğer isimlerle de anılır. Canlar Semah dönerken, diğerlerinin secdeye kapandığında söylenen örneklerden birinde,



Allah Allah

Geldiğiniz yerler dolu olsun Nur’dan,

Yardımcınız olsun ol Şahı Merdan

Biz de böyle gördük Mürsit’ten, Pir’den

Biz bir Semah çektik Hakk aşkına.



Aleviler Hz. Ali sevgisini hayallerinde, rüyalarında, düşlerinde de taşırlar.

Rüya âlemine daldım uykuyla

Ben gerçeği gördüm deli dediler

Allah’tan bir ayet inmiş vahiyle

Hak Muhammet hakk’ın kulu dediler

Bir kapıdan girdim pirler oturmuş

Oniki İmam da hizmet yetirmiş

Sanki yüzlerini nura batırmış

İşte Şah-ı Merdan Ali dediler

Bu hayallerini, Hz. Ali ile bütünleştirenlerden olan Derviş Himmet bir şiirinde duygularını dile getirirken

Ben Derviş Himmet’im derdim bir tümen

Denizlerin taş–i lali bir semen

Şah Necef iklimi Hindistan Yemen

Şah–ı Merdan ile gezdiğim yerler.

Diyerek onunla bir arada olmanın özlemlerini yansıtır.

Genç Abdal sevgisini bir yakarış ile sunarken,

Dergahına geldim niyaz eyledim.

Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.

Aşkın kitabından avaz eyledim.

Medet Allâh, Yâ Muhammed, Yâ Ali.

Sivas/ Madımak’ta katledilen Muhlis Akarsu ise ona sevgisini, “Cennet ve huri istemem, sen benim ol yeter” dizeleri ile dile getirir.

Akarsuyum Böyle Vereyim Dursun

Senin Aşkın Onu Yaksın Kavursun

Anladım Alimsin Canımsın Nursun

Kanber Selman Senin Olsun Sen Benim.

Ozan Turabi evrenin kuruluşunda Hz. Ali’yi görmektedir

Adem, huri şu dünyaya gelmeden

Muhammed Ali’nin nurun gördün mü

Hak nasibin almış kudret eliyle

Hünkar Hacı Bektaş Piri gördün mü.

Teslim Abdal da Hz. Ali her dem anmak gerektiğine dair öğüt vermektedir.

Vefasız bu yola basamaz kadem

Fehmeyle bu sözü adem ol Adem

Zikreyle Muhammet Ali’yi her dem

Der Büryani vuslat olduk canana.

Sıtkı Baba ise Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in Veda Hutbesi dönüşü Gadirhum’da Hz. Ali için söylediği ‚”Ali’nin kanı benim kanım, Ali’nin canı benim canım, Her kim ki Ali’yi severse beni sever…) hadisine gönderme yaparak onların bir can olduğunu vurgulayarak anıyor.

Çatılmadan yerin göğün binası

Muallakta iki nur’a düş oldum

Birisi Muhammed, birisi Ali

Lahmike lahmi de bire düş oldum.

Virani içinde 12 İmamların isminin de anıldığı bir Düvaz’da onu elinde Zülfikarı ile kahraman bir savaşçı olarak anmaktadır.

Virani’yem niyazım var Üstada,

Elinde Zülfikâr hem ehli gaza

Binbir dondan baş gösterdi Ali el Mürteza

Biz bir bildik, dedik Allah Eyvallah.

Kısacası Hz. Ali anlatılmakla bitmez. Onun Erdemleri, gönüllere taht kuran sevgisi, doruklara varan çoşkulara da sığmaz. Alevilik, Hz. Ali sevgisi ile beslenir, onunla gürleşir, onunla akar, onunla çağlar, onunla kendini ifade eder.

Sözümüzü Pir Sultan Abdal’ın bir deyişi ile bitirelim.

Pir Sultan Abdalım şunda

Çok keramet var insanda

O cihanda bu cihanda

Ali’ye saydılar bizi

Hz Ali Halifemizin NasiL Sehit Düstügü

HZ. ALİ'NİN ŞEHADETİ VE GERCEK ÖLÜMÜ...
Hicret’in 40. yılı Ramazan ayı gelmişti. Hz.Ali, Muâviye’nin üzerine yürümek için hazırlık yapmakla meşguldü.
Taberi ve İbn’ül-Esir, Hz.Ali’nin şehâdet sebebini şöyle anlatır:


Mülcemoğlu, Haccâc ve Temim boyundan Amr;



“Halkın kurtulması için, Hz.Ali’nin, Muâviye’nin ve Âsoğlu Amr’ın ortadan kaldırılması” gerekli olduğu kanâatine vardılar. Bu işi yapacak kişilerin üçüde Hâricîlerdendi.

Mülcemoğlu Hz.Ali’yi, Haccâc Muâviye’yi, Amr da Âsoğlu Amr’ı, öldürmeye karar verdiler. Ramazan ayının 18. günü sabah namazında işlerini başaracaklardı.
İbn-i Mülcem Kûfe’ye geldi, mezhepdaşlarıyla buluştu; fakat yapacağı işi kimseye açmadı. Mülcemoğlu bir gün, mezhepdaşlarından birinin evinde pek güzel bir kadın gördü, vuruldu adeta. Kadına evlenme teklifinde bulundu.

Kuttame adındaki kadın:

“Benim mehrim pek ağır” dedi. “Üçbin dirhem vermedikçe bir köle ve halayık satın alıp bağışlamadıkça ve Ali’yi öldürmedikçe sana varmam ben” demişti.

Mülcemoğlu:

“İlk iki şartı kabul ederim” dedi; “Fakat Ali’yi öldürmek elimden gelmez benim.”

Kadının; babası ve kardeşi, Nehrevan da öldürülen Hâricîlerdendi. “İmkânı yok” dedi. “Ali öldürülmedikçe yüreğim soğumaz benim. Ben sana yardımcı bulurum.” dedi. Mülcemoğluna, Şebib ve Verdan’ı tanıştırdı; bunlar da Mülcemoğluna yardım edeceklerdi.

Mülcemoğlu, daha önce Hz.Ali’ye bey’at edilirken, bey’at etmek istemiş, Hz.Ali onu iki kere reddetmişti. Hz.Ali, üçüncüsünde mübarek elleriyle başlarına ve sakallarına işaret buyurarak; “Buradan akacak kanla şunu boyayacak kişiyle ne işim var benim” demiş ve şu iki beyiti okumuşlardı:

“Ölüm gelip çatınca kuşan kemerini sen; seninle buluşunca telâşa düşme, dayan.
Ölüm, mahallene kondu mu, acıklanma, sızlanma dayan.”

Hz.Ali, zaten yaşamaktan bıkmıştı. “Allah’ım, sen beni bunlardan hayırlısıyla buluştur, bunlara da kötü birini musallat et” diye duâ etmişti.

Hz.Ali, bir gece Hz.İmâm Hüseyin’in, bir gece Cafer-i Tayyâr oğlunun evinde kalıyor, üç lokmadan fazla bir şey yemiyor; “Allah’ıma boş karınla temiz olarak kavuşmam daha sevimlidir bence” diyordu.

Ramazan ayının 18. günü, Hz.Ali evden çıkarken Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin’e hediye olarak getirilmiş olan ördekler gagalarıyla eteğini tutmuşlardı.
Hz.Ali, onları kovalayanlara; “Bırakın” buyurmuştu; “Onlar ağlayanlardır; seher çağında da kader, yerini bulur.”

Hz.Ali; “O gece Hz.Resûlullah’ı rûyada gördüğünü” de bildirmiş, şehâdete tam hazırlanmıştı.

Mescide giren Hz.Ali:

“Namaz, namaz” diye uyuyanları uyandırmağa başlamıştı ki; Şebib bir kılıç salladı; fakat kılıç mescidin kapısına geldi. Bunun üzerine önceden gelip mescide gizlenen Mülcemoğlu:

“Yâ Ali! Hüküm ancak Allah’ındır” diye bağırarak Hz.Ali’nin mübarek başlarına bir kılıç vurdu. Kılıç, Hendek savaşında Amr’ın yaraladığı yere geldi; imâme yarılmış, kılıç mübarek başlarına gömülmüştü.

Yere düşmüştü Hz.Ali; “Andolsun Kâ’be’nin Rabbine” buyurmuştu. “Kurtuldum” dedi.

Suikastçılar kaçıyorlardı; kaçarken de bağırıyorlardı:

“Emîr’ül-mü’minin şehit edildi!...”

Şebib’i birisi yakaladı, kılıcını elinden aldı; fakat o, atik davrandı, kurtulup evine sığındı. Sesi duyan halk birbirine karışmıştı. Şebib’in amcasının oğlu, o gece Şebib’de konuktu. “Hâricî” değildi bu zât. Şebib’in telaşını görünce; “Yoksa” dedi, “Mü’minler emîrini sen mi öldürdün?”

Şebib:

“Hayır” diyecekken “Evet” dedi; o da kılıcını çekip Şebib’i öldürdü.

Mülcemoğlu’nu da birisi yakaladı, sürüyerek mescide götürdü. Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin ile yakınları mescide girdikleri zaman, Hz.Ali’yi mihrabın önünde yerden toprak alıp; “Ondan yarattık sizi, yine oraya iâde edeceğiz; ordan çıkaracağız bir kere daha sizi” meâlindeki âyeti okuyup, yarasına basıyor buldular. (Tâhâ 55. âyet)

Hz.Ali’yi yaralı halde eve götürdüler. Yaranın şiddetinden, evdekilerin kimi kendinden geçiyor, kimi kendine geliyordu. Hz.Ali bir aralık mübarek gözlerini açıp başucundakilere bakarak şöyle buyurdu:

“En güzel, en yüce arkadaşa, en hayırlı konağa, en güzel huzûr ve istirahat yerine gidiyorum.”

Sonra Mülcemoğlu’nu, elleri bağlı olarak Hz.Ali’nin yanına getirdiler.

Hz.Ali:

“Ey Allah’ın düşmanı” dedi, “Ben sana iyilik etmedim mi?”

Mülcemoğlu:

“Evet” dedi, “İyilik ettin.”

Hz.Ali:

“Peki” dedi, “Bu yaptığın ne?”

Mülcemoğlu:

“Kılıcımı kırk sabah biledim, Allah’tan, onunla halkın en kötüsünü öldürmesini diledim.” dedi.

Hz.Ali:

“Sende onunla öldürüleceksin; halkın en kötüsü, görüyorsun ki sensin” buyurdu ve yanındakilere dedi ki:

“Bunu götürün, hapsedin, eziyet etmeyin, aç bırakmayın; siz ne yiyor, içiyorsanız buna da onu verin. Ben sağ kalırsam ne yapacağımı bilirim; ölürsem, o bana bir kılıç vurdu; siz de onu bir vuruşta öldürün; ama Allah’ın sizi bağışlamasını da istemez misiniz?”

Hak’ka kavuştuğu gece Hz.Ali’ye bir bardak süt sunmuşlardı. Yarısını içtikten sonra bardağı verdi; “Bunu” dedi; “O esirinize götürün, onu sakın aç bırakmayın.”

Sütü Mülcemoğlu’na götürdüler; “Zehirlidir” diye içmedi. Bu olayda, adâletle-zulüm, îmanla-îmansızlık, yücelikle-alçaklık, fazîletle-hıyânet; bir bardak sütle tarihe, insanlık tarihine geçti.

Hz.Ali Emîr’ül-mü’minîn, Ramazan ayının 21. gecesine kadar yaşadılar. Hz.Ali bu fânî dünyadan göçmeden önce, oğlu Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin’i yanına çağırdı; onlara vasiyyetini yazdırdı ve imâmlık emanetlerini Hz.Hasan’a teslim etti.

Hz.İmâm Ali, Hicret’in 40. yılı (Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, Hak’ka vuslat etmiştir. Hz.Ali Hak’ka kavuştuğunda 63 yaşında idi. Türbesi Necef şehri-IRAK’tadır.

En doğrusunu Allah bilir

Thumbs up Hz.Peygamberimizin Hz.Ali efendimiz hakkında buyurdukları..!!

“Ali insanların içinde Kul huva-Allahu ahed suresi’nin Kur-an’daki yeri gibidir….”

“Ali’nin bu ümmetin üzerindeki hakkı,baba’nın evladı üzerindeki hakkı gibidir….”

“Ali’yi sevmek ateşten kurtuluştur….”

“Ali’nin sevgisi ,ateşin odunu yediği gibi günahları yer….”

“Ali’yi sevmek güzel bir şeydir ki onun yanında kusur zarar vermez,Ali’yi sevmemek öyle bir kusurdur ki yanında hiçbir iyilik yarar vermez…”

“SIRRI’MIN SAHİBİ ALİ’DİR …”

“SADIKLAR (SIDDIKLAR) ÜÇTÜR ;HABİBİ NECCAR ,HİZKİL AL-İ FİRAVN’UN MÜMİNİ VE ALİ BİN EBU TALİB. ÜÇÜNCÜSÜDE HEPSİNDEN DAHA FAZİLETLİDİR….”


“Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir, babaları (Ali) ise onlardan daha faziletlidir….”

“EY ENSAR TOPLULUĞU ONA TUTUNDUĞUNUZ HALDE ASLA DOĞRU YOLDAN ÇIKMAYACAĞINIZ BİR ŞEYİ SİZE BİLDİREYİM Mİ..? HAZIR OLAN ENSAR TOPLULUĞU DEDİLER Kİ ;EVET EY RESÜLALLAH,BUNUN ÜZERİNE RESÜLALLAH ŞÖYLE BUYURDU; İŞTE O ALİ’DİR..!! ONU,BENİ SEVDİĞİNİZ SEVGİ İLE SEVİNİZ VE BANA İKRAM ETTİĞİNİZ GİBİ İKRAM EDİNİZ..!! BUNLARI SİZLERE SÖYLEMEMİ CEBRAİL ALEYHİSSELAM ŞANI YÜCE ALLAH’TAN BANA EMRETTİ….”

“ALİ BENDEN BEN ALİ’DENİM.BENİM YERİME ANCAK BEN VEYA ALİ EDA EDEBİLİR…”

“ŞANI YÜCE ALLAH,ALİ HAKKINDA BANA ŞU AHDİ VERDİ;ALİ BENDEN SONRA HİDAYET BAYRAĞIDIR;ALİ VELİLERİN İMAMI VE BANA İTAAT EDENLERİN NURUDUR.KENDİSİ TAKVA EHLİNİN İLTİZAM ETTİKLERİ KELİMEDİR.HER KİM ONU SEVERSE BENİ SEVMİŞTİR VE HER KİM ONU SEVMEZSE ŞÜPHESİZ BENİ SEVMEMİŞTİR…”

“EY ENES BU KAPIDAN İLK GİREN;MÜMİNLERİN EMİRİ ELLERİ AYAKLARI PAK OLANLARIN ÖNDERİ VE İMAN EDENLERİN İLKİ VE EFENDİSİDİR..!!! BUNUN ÜZERİNE HZ.ALİ KAPIDAN İÇERİ GİRDİ….”

“ALİ MÜMİNLERİN ARIBEYİDİR….”

“ben ve Ali insanlara karşı ALLAH’ın hüccetiyiz…”

“Ey Ali şanı yüce ALLAH’tan kendi nefsim için ne istediysem senin içinde istedim.ALLAH tüm istediklerimi kabul etti yalnız peygamberlik bundan hariç…”

“HER KİM ADEM’İN İLMİNE;NUH’UN ANLAYIŞINA;İBRAHİM’İN HİLMİNE :YAHYA’NIN ZÜHDÜNE VE MUSA’NIN KUVVETİNE BAKMAK İSTERSE ALİ BİN EBU TALİB’E BAKSIN..!!!(açıklama :bütün yüce peygamberlerin sıfatlarını görmek isteyen Hz. Ali’ye bakmak ile yetinebilir.Nitekim Hz.Ali en yüce değerlere sahiptir)

“Ey Ali sen eshabımın SEYYİDİSİN…!!!”

“Mi’raca çıktığımda arşın ortasında şöyle bir yazı gördüm;ALLAH’tan başka ilah yoktur.Muhammed o’nun elçisidir,o’nu Ali ile teyid ve nusret ettim…”

“Ey ALLAH’ım Ali’yi bana göstermeden canımı alma…”

“Ey insanlar akıllanacakmısınız..?? yoksa üzerinize nefsim gibi olan birini gönderirim ki,ALLAH yolunda boyunlarınızı vurur,sizleri ve zürriyetinizi esir alır..!! sonra yanında oturan hz.Ali’nin elinden tutup şöyle devam buyurdular; o adam budur..!!(bu hitap Taif seferi sırasında müşriklere tehtit amaçlı söylenmiştir)

“Ali bu ümmetin içinde KA’BE gibidir.Ona bakmak ibadet ve onu hac etmekte farzdandır…”

“Ben cennetin şehriyim,Ali ise onun kapısıdır.Cennete kapısından başka bir yerden girebileceğini söyleyen yalancıdır…”

“Ali ilmimin yeridir…”

“Ali’ye bin kapı ilim öğrettim.Her kapısı bin kapı daha açar…”

“Ey Ali seni benim ve ümmetimin arasında ilim olarak bıraktım , her kim seni takip etmezse kafir olur..”

“BENDEN SONRA FİTNELER OLACAKTIR.O ZAMAN ALİ BİN EBU TALİB’İ İLTİZAM ETMEYİ UNUTMAYINIZ.ÇÜNKİ KENDİSİ KIYAMET GÜNÜNDE BENİ İLK GÖRECEK VE BENİMLE İLK TOKALAŞACAK OLANDIR.KENDİSİ GÖKLERİN EN YÜCESİNDE BENİMLE BERABER OLACAK VE KENDİSİDE HAK VE BATILI BİRBİRİNDEN AYIRDEDEN FARUKTUR…”

“TERKETTİKLERİMİN EN HAYIRLISI ; VAADETTİĞİMİ YERİNE GETİREN VE BORCUMU ÖDEYEN ALİ BİN EBU TALİB’DİR…”

“Ali dünya ve ahirette benim BAYRAKTARIMDIR…”

“BEN ALİ’DEN ALİ BENDENDİR.!! BUNUN ÜZERİNE CEBRAİL ALEYHİSSELAM ŞÖYLE BUYURDU ; BENDE SİZDENİM…”

“ÜMMETİMİN EN BÜYÜK SADIKI VE EN BÜYÜK FARUK’U ALİ’DİR…”

“ALİ VE ŞİA’SI (TARAFTARLARI) İNSANLARIN EN HAYIRLILARIDIR…”

“Ali kıyamet gününde ümmetimin üzerine benim hüccetimdir…”

“Ey Ali sen dünya ve ahirette benim KARDEŞİMSİN…”

“Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır.Ey ALLAH’ım her kim Ali’yi kabullenirse sen onu kabullen, ve her kim inkar edip düşman olursa sende ona düşman ol…”

“İman edenleri tanımak Ali’ye olan sevgilerinden belli olur…”

“Dünya ehline sabah yıldızı parlayıp göründüğü gibi Ali cennette öyle parlayıp görünecek…”

“Ali’nin eti etim ve kanı kanımdır…”

“Benim vasim,sırrımın yeri ve terk ettiklerimin en hayırlısı ALİ’dir..”

“Ey AMMAR tüm insanların bir vadiye gittiklerini ve onlara mualif olarakda Ali’nin başka bir vadiye gittiğini görürsen Ali’yi takip et.Nitekim Ali seni doğruluktan çıkarmaz ve sapıklığa sürüklemez…”

“Ey Ali müjdem olsun ki hayatın ve ölümün benimle beraberdir…”

“DAHA BENİMLE KİMSE MÜSLÜMAN OLMADAN YEDİ YIL BOYUNCA MELEKLER BANA VE ALİ’YE SELAT ETTİLER…”

“BENİMLE İLK NAMAZ KILAN ALİ’DİR…”

“BEN PEYGAMBERLERİN EFENDİSİYİM,ALİ’DE VASİLERİN EFENDİSİDİR…”

“NURU NUR İLE EVLENDİRMEMİ ALLAH BANA EMRETTİ…”

“ALİ’Yİ ÇEKEMEYEN BENİ ÇEKEMEMİŞTİR VE DOLAYISIYLA ŞÜPHESİZ KAFİR OLUR…”

“ALİ CENNET KAPISINA ASILAN BİR HALKA GİBİDİR HER KİM CENNETE GİRMEK İSTİYORSA ONA ASILMALIDIR (TUTUNMALIDIR)

HZ.MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)

Thumbs up Hz.Peygamberimizin Hz.Ali efendimiz hakkında buyurdukları..!!

Hz.Peygamberimizin Hz.Ali ve Ehlibeyt-i hakkında söylediği AYET hükmünde HADİSLER…!!!



“İÇİNİZDE DEĞERİ BİÇİLMEZ İKİ AĞIR ŞEY BIRAKIYORUM HİDAYET DOLU OLAN ALLAH’IN KİTABI VE EHLİBEYT’İM. BUNLARIN İKİSİNE TUTUNURSANIZ ASLA DOĞRU YOLDAN ÇIKMAZSINIZ. BUNLARIN İKİSİDE KEVSER HAVUZUNUN BAŞI UCUNA VARINCAYA DEK ASLA BİRBİRLERİNDEN AYRILMAYACAKLAR..!!! “


“BEN ALİ İLE TENHADA KONUŞMADIM,LAKİN ALLAH ONUNLA KONUŞTU..!!(açıklama :Peygamber efendimiz Taif muhasarası esnasında hz.Ali’yi tenha bir yere alıp onunla uzun uzadıya konuştuktan sonra eshab bu durumdan dolayı konuşmuşlardı.Bunun üzerine peygamber efendimiz yukarıdaki hadis-i şerif-ini buyurdu…) “

“BENDEN SONRA HALİFELER ONİKİDİR, HEPSİDE KUREYŞ’TENDİR…”

“KIYAMET GÜNÜNDE ALİ’DEN MÜSADESİ OLMAYAN SIRAT KÖPRÜSÜNDEN ASLA GEÇEMEYECEKTİR…”

“AĞAÇLAR KALEM DENİZLER MÜREKKEP OLSA İNSANLAR VE CİNLER HESAP ETSE ALİ’NİN FAZİLETLERİNİ SAYIP BİTİRMEYE YETERLİ OLAMAZLARDI…”

“ALİ’Yİ GÖNDERMİŞ OLDUĞUM HER SAVAŞTA CEBRAİL ONUN SAĞINDA , MİKAİL SOLUNDA VE BİR MELEKTE ÖNÜNDE BULUNURDU.ŞANI YÜCE ALLAH NUSRETİ VE ZAFERİ ALİ’YE VERENE KADAR DA BİR BULUT ONA GÖLGE EDERDİ…”

“HER KİM ALİ’Yİ DİLİ İLE SEVERSE İMANININ ÜÇTE BİRİNE SAHİP OLUR.HER KİM ALİ’Yİ DİLİ VE ELİ İLE SEVERSE İMANININ ÜÇTE İKİSİNE SAHİP OLUR VE HER KİM ALİ’Yİ DİLİ ELİ VE KALBİ İLE SEVERSE İMANIN TÜMÜNE SAHİP OLUR…”

“İslam’ın esası beni ve ehlibeyt’imi sevmektir….”

“Dört kişi kıyamet gününde muhakkak şefaatime nail olacaklardır ,onlar ;zürriyetime ikramda bulunanlar ,onlara işlerinde yardımcı olanlar ,ihtiyaçlarını karşılamak için onlara yardıma koşanlar ve onları kalbi ve dili ile sevenler…”

“Evladınızı üç şeye yetiştiriniz,benim ve ehlibeyt-imin sevgisine ve kur-an okumasına…”

“Ehlibeyt-imi en çok seven hesap gününde sırat köprüsünden en sağlam geçecek olandır….”

“Her evladın onlara sığınacağı bir baba tarafı vardır.Fatıma-nın oğulları Hasan ve Hüseyin bu durumdan hariçtirler.Ben onların veli-si ve sığınağıyım.Kendileri benim zürriyetimdir,benim tıynetim-den yaratılmışlardır.Onların faziletlerini tekzip edenlerin vay haline olsun.Onları seven kişileri ALLAH sevecek ve onları buğz edenleri ALLAH buğz edecektir…”

“Ey Fatıma kıyamet gününde ben,sen,oğulların Hasan ve Hüseyin ve kocan Ali aynı makamda olacağız….”

“Her kim beni,kızım Fatıma-yı oğulları Hasan ve Hüseyini ve kocası Ali-yi severse kıyamet gününde benimle beraber derecemde olacaktır…”

Cennete ilk olarak ben,Ali ,Hasan ve Hüseyin gireceğiz .Sonra arkamızdan zürriyetimiz ve onların arkasından kadınlarımız girecektir.Bizi sevenler ise sağımızdan ve solumuzdan beraber geçecektir…”

“Yanıma bir melek gelip şöyle müjdeledi ,kızın Fatıma cennet kadınlarının en önde gelenidir ve oğulları Hasan ve Hüseyin cennet gençliğinin efendileridirler…”

“Ali,Fatıma,Hasan ve Hüseyin –e karşı savaş içinde olanlara karşı bende savaş içindeyim…”

“Ehlibeyt-ime karşı davranışlarınızdan dolayı ALLAH’ın azabını sizlere şimdiden hatırlatmak istiyorum…”

“Yıldızlar insanların denizlerde kaybolmaması için bir tutunaktır.Ehlibeyt-im ise ümmetimin ihtilaflara düşmemesi için onlara bir tutunaktır.Araplardan bir kabile ehlibeyt-ime karşı mualefet ederse o zaman hepside ihtilafa düşüp ,şeytanın hizbinden olurlar…”

“Muhammed-in ehlibeyt-ini bir gün sevmek bir senelik ibadetten daha hayırlıdır.Her kim bu minval üzere vefat ederse şüphesiz cennete girecektir…”

“ALLAH’a and olsun ki bizi sevmeyenleri şanı yüce ALLAH cehenneme dökecektir….”

“BİZ EHLİBEYT İLE HİÇ KİMSE KIYAS EDİLEMEZ..!!!!!”

“En hayırlınız ehlibeyt-ime karşı hayırlı olandır…”

“ALİ BENDEN SONRA BÜTÜN MÜMİNLERİN VELİSİDİR…!!!!”

“Bana itaat eden şüphesiz ALLAH’a itaat etmiştir.Bana karşı asi olan şüphesiz ALLAH’a karşı asi olmuştur.Her kim Ali’ye itaat ederse şüphesiz bana itaat etmiştir ve her kim ona karşı asi olursa bana karşı asi olmuştur…”

“Ey Ali beni terk eden şüphesiz ALLAH’ı terk etmiştir.Seni terk eden de şüphesiz beni terk etmiştir…”

“Ey ALLAH’ım Ali ne tarafa giderse hakkı onunla beraber kıl…”

“Ali’nin kapısı müstesna mescide açılan tüm kapıları kapatın.ALLAH’a and olsun ki ben kendimden kapılarınızı kapatıp Ali’nin kapısını açık bırakmadım.Ben sadece ALLAH’tan emredileni yerine getirdim…”

“Ey Ali sen ,dünya ve ahirette seyyidsin.Senin sevdiğin benim sevdiğimdir ,benim sevdiğim ise ALLAH’ın sevdiğidir ,benim sevdiğim ise ALLAH’ın sevdiğidir.Senin düşmanın benim düşmanımdır,benim düşmanımda şüphesiz ALLAH’ın düşmanıdır.Ben den sonra seni sevmeyenlerin vay hallerine olsun…”

“Her kim hayatım gibi yaşamak ve ölümüm gibi vefat etmek isterse ,ben den sora Ali’yi kendine veli edinsin.Ali sizleri doğru yoldan çıkarmaz ve sizleri dalalet yoluna sürüklemez…”

“Bu Ali takva sahiplerinin amiri ve günahkarların katilidir.Ona yardım eden zafere erecektir,onu küçük düşürmek isteyenler ise şüphesiz kendileri küçük düşeceklerdir…”

“Ey Fatıma razı olmazmısın ki ALLAH yeryüzündekilere baktı ve iki kişiyi seçti.Biri baban ve öbürü ise kocandır.Kocanı kendime vasi olarak almayıda emretti….”

“Şanı yüce ALLAH bana kendisinin dört kişiyi sevdiğini bildirdi ve benimde onları sevmemi emretti.Ali o dört kişidendir,Selman,Mikdad ve Ebu Zer’dir…”

“Ey ALLAH’ım sana ve bana en sevgili olan kulunu bana gönder ki benimle beraber şu elimdeki kızartılmış kuşun etinden yesin biraz zamandan sonra Ali geldi beraber yediler…”

“Ey Ali seni Medine’de yerime HALİFE olarak bırakmadan ayrılmam doğru olmaz…”

“Ey eshabım sizden önce Kevser havuzumun başı ucuna varacak ve ilk İslam olan Ali’dir…”

“Cennet üç kişiye şevklidir,ALİ , SELMAN , ve AMMAR’a…”

“Ali hakkında bana üç şey vahyolundu ,Ali Müslümanların efendisi,Ali takva sahiplerinin İMAMI ve elleri ve ayakları pak olanların önderidir…”

“Ey Ali ümmetim benden sonra sana karşı hainlik edecektir….”

“Ali’ye bakmak ibadettir…”

“Ali’yi zikretmek ibadettir…”

“Ben ALLAH’ın azabı ile korkutanım.Ali ise hadi dir.Ey Ali benden sonra hidayete ancak seninle varılabilir….”

“İnsanlar çeşitli seceredendirler.Ben ve Ali ise aynı seceredeniz.(aslımız aynı)…”

“Şanı yüce ALLAH her peygamberin zürriyetini kendi sulbünden kılmıştı.Benim zürriyetimi ise Ali’nin sulbünden kıldı…”

“Adalet kılmakta elim ve Ali’nin eli eşittir…”

“Ey Ali sen Ka’be nin (Beytullah’ın) menzilindesin.Sana gelinir,sen ise gitmezsin.Şayet bu toplum hilafeti sana vermeye gelirse onlardan kabul et.Fakat gelmezlerse sen onların yanına gitme…”

“Ey Ali sen kıyamet gününde elinde bir sopa ile Kevser havuzumun başına gelen münafıkları kovacaksın…”

“Ali hakkında şüphe içinde ölen,kabrinde boynunda ateşten bir halka ile hesap gününe kadar kalacaktır….”

“Ali ve şia’sı (taraftarları) kıyamet gününde kurtuluşa erenlerdir…”

“Ali benden,Harun un Musa’ya olan mertebesindedir…”

“Ali insanların en hayırlısıdır,bundan kim şüpheye düşerse kafir olur….”

“Ali ben’den,başımın gövdemdeki yeri gibidir.Ali benden gözümün başımdaki yeri gibidir.Beden başsız baş göz’süz hidayeti bulamaz….”

“Ali selamet kapısıdır.Her kim o kapıdan içeri geçerse mümindir her kim dışarı çıkarsa kafirdir…”

“Ali cennet ve cehennemi bölendir.Cennet; bu bizi seven diyecek ve cehennem ise;bu bizi sevmeyen diyecektir…”

“Ali’ye bakmak insana rahatlık verir.Ona samimi bağlanıp sevmek ise ibadettir…”

“Şanı yüce ALLAH Ademi yaratmadan ondörtbin yıl önce ben ve Ali ALLAH’ın elinde tesbih ve takdis eden bir nur idik .Şanı yüce ALLAH Adem’i yarattığında o nuru Adem’in sulbüne verdi.Böylece nurumuz bir sulbten öbür temiz sulbe intikal ederek Abdulmüttalib’e vardık.Orada ikiye ayrıldık bir kısmı ben ve öbür kısmı ise Ali’dir…”

“Her peygamberin varisi ve vasisi vardır,benim varisim ve vasim Ali’dir…”

“Gökler ve yerler terazinin bir tarafına konsa Ali’nin imanı da terazinin öbür tarafına konsa şüphesiz Ali’nin imanı daha ağır basar…”

“Bir insan Nuh aleyhisselamın kavmi içinde yaşadığı müddet kadar yaşayıp ALLAH’a ibadet etse,Uhud dağı kadar altını olup hepsini ALLAH’ın yolunda dağıtsa;Ömrü bin yılı aşıp he yıl hacca gitse;Safa ve Merve tepeleri arasında mazlum olarak öldürülse ve bütün bunlara rağmen kendine Ali’yi VELÜYYÜLEMR olarak kabul etmedikçe asla cennetin kokusunu alamayacak ve oraya giremeyecektir…”

“İnsanlar Ali’nin sevgisi üzerine toplansaydılar,ALLAH cehennemi yaratmazdı…”

“Ali’nin Amru bin Abduved’de karşı savaşırken bir darbesi ümmetimin tüm iyi işlerinden daha faziletlidir….”

“ALLAH gökleri ve yerleri yaratmadan bin yıl önce cennetin kapısına şöyle yazılmıştı;ALLAH’tan başka ilah yoktur.Muhammed onun elçisidir ve Ali Bin Ebu Talib’te Peygamberin kardeşidir….”

HZ.ALİ Efendimizin mucizelerinden bazıları

4- Resulullah (saa) İmam Ali bin Ebi Talib (as)’ye şöyle buyurdu: “Ey Hasan’ın babası! Güneş ile konuş, kendisi sana cevap verecektir.”

İmam Ali şöyle buyurdu: “Sana selam olsun, ey salih ve Allah'a itaatkar olan kul”

Bunun üzerine güneşten şöyle bir nida geldi: “Sana da selam olsun ey Müminlerin Emiri, takva ehlinin imamı, ak yüzlülerin komutanı. Ey Ali, sen ve şian (yandaşların) cennettesiniz. Ey Ali, toprak ilk olarak Muhammed (saa)’in üzerinden yarılacak, sonra da senin üzerinden, ilk gelecek olan Muhammed’tir, sonra da sen, ilk olarak giydirilecek olan Muhammed’tir, sonra sen.”

Bunun üzerine İmam Ali (as) secdeye kapanır ve ağlamaya başlar. Bunu gören Resulullah (saa) İmam Ali’nin yanına gelip şöyle buyurdu: “Ey kardeşim ve habibim, başını kaldır, Allah seninle yedi gök ehline övünür.”

HZ.ALİ Efendimizin mucizelerinden bazıları

SARSINTIYI DURDURMASI
“Yer, o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insan: ‘Buna ne oluyor?’ dediği zaman, o gün yer, Rabbinin telkin buyurduğu vahiy ile, bütün haberlerini anlatacaktır.” (Zilzal Süresi 1-5. Ayetler)

Hz. Fatıma ez-Zehra anamız anlatıyor: Ebu Bekir’in halifeliği zamanında Medine’de bir sarsıntı oldu. Bundan korkan halk, Ebu Bekir ve Ömer’in yanına geldiklerinde, hepsi Hz. Ali’nin evine doğru gittiler. Onlar daha Hz. Ali’nin evine varmadan önce, kendisi onları dışarıda karşıladı ve onlarla yüksek bir yere çıktı. Hz. Ali yere oturduktan sonra onlara hitaben buyurdu ki: ‘Şu gördüğünüz mü, sizi korkuttu?’ hepsi dediler ki: ‘Bu gördüğümüz bizleri nasıl korkutmasın ki, şimdiye kadar böyle bir sarsıntı görmedik.’ Hz. Ali, dudaklarını kıpırdatıp, eli ile yere vurduktan sonra şöyle buyurdu: ‘Sana ne oluyor? Sakin ol!’ Yer, bunun üzerine hemen sakin oldu. Orada bulunanların hepsi de olanlara şaşırdılar. Hz. Ali buyurdu ki: ‘Sizler, şimdi yapmış olduğumdan mı şaşırıyorsunuz?’ Dediler ki: ‘Evet’ Hz. Ali buyurdu ki: ‘Şanı Yüce olan Allah’ın: “Yer, o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insan: ‘Buna ne oluyor?’ dediği zaman...” buyurmuş olduğu o insan benim. Daha sonra yer bana bütün haberini söyleyecektir.




GÜNEŞ’E SELAM VERİP GÜNEŞİN ONUNLA KONUŞMASI



İmam Hasan el-Askeri, babası, dedelerinden naklen, Resulullah (saa) İmamı Ali’ye şöyle buyurdu: “Ey Hasan’ın babası Güneş’e hitap et, o sana cevap verecektir.” Müminlerin Emiri şöyle hitap etti: “Selam olsun sana ey Allah'ın itaatkar kulu.” Güneş şöyle cevap verdi: “Selam senin üzerine de olsun ey Müminlerin Emiri, takva sahibi olan insanların imamı ve ak yüzlülerin komutanı.” (el-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi’ül Mevedde” 140 İstanbul Bas.)



4- Resulullah (saa) İmam Ali bin Ebi Talib (as)’ye şöyle buyurdu: “Ey Hasan’ın babası! Güneş ile konuş, kendisi sana cevap verecektir.”

İmam Ali şöyle buyurdu: “Sana selam olsun, ey salih ve Allah'a itaatkar olan kul”

Bunun üzerine güneşten şöyle bir nida geldi: “Sana da selam olsun ey Müminlerin Emiri, takva ehlinin imamı, ak yüzlülerin komutanı. Ey Ali, sen ve şian (yandaşların) cennettesiniz. Ey Ali, toprak ilk olarak Muhammed (saa)’in üzerinden yarılacak, sonra da senin üzerinden, ilk gelecek olan Muhammed’tir, sonra da sen, ilk olarak giydirilecek olan Muhammed’tir, sonra sen.”

Bunun üzerine İmam Ali (as) secdeye kapanır ve ağlamaya başlar. Bunu gören Resulullah (saa) İmam Ali’nin yanına gelip şöyle buyurdu: “Ey kardeşim ve habibim, başını kaldır, Allah seninle yedi gök ehline övünür.”



(Menakıb-ı Hüvarezmi s.63-64; Enis Emir "Fazilet-i Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.470-471)



5- Bir gün Resulullah (saa) meclisinde iken İmam Ali (as)’ye buyurdu ki: “Ey Ali! Yarın Baki dağlarına git. Güneş çıkınca onu selamla. Allah’ın izniyle sana cevap verecektir.”

Orada bulunan cemaat hayrete düşer. Ertesi gün Emir’ül Müminin Ali, muhacirlerden ve Ansarlardan oluşan büyük bir kalabalıkla Baki dağlarına çıkar. Kalabalığın içinde Ebu Bekir, Ömer ve Osman da vardı. Güneş doğunca İmam Ali ona: “Essalamü aleyki ya halkullahil cedid elmuti” “Sana selam olsun, ey Allah’ın yeni doğan ve ona itaatkar mahluku?”

Hazır olanlar gökten cevap şeklinde şöyle bir nida duydular: “Aleyküm esselâm yâ Evvel, ya Âhir, yâ Zâhir, yâ Bâtin, yâ men hüve bi külli şey’in aliym” “Sana selam olsun ey İlk, ey Son, ey Açık ve ey Gizli olan. Sen her şeyin bilginisin.”



Ebu Bekir, Ömer, Muhacir ve Ansar Güneş’ten bu sesi duyduklarında haykırıp bağırdılar. Sonra bir mühlet sonra oradan ayrıldılar. Resulullah (saa)’ın yanına geldiklerinde ona dediler ki: “Ey Resulullah! Sen bize ‘Ali bizim gibi bir beşerdir’ diyordun. Oysa Güneş ona Allah’ın kendi nefsine hitap ettiği gibi ona hitap etti.” Resulullah (saa) onlara: “Ondan ne duydunuz?” diye sordu. Onlar dediler ki: Güneş’in ona: “Sana selam olsun, ey İlk, ey Son, ey açık ve ey gizli. Sen her şeyi bilensin.” Şeklinde hitap ettiğini duyduk. Resulullah (saa) onlara buyurdu ki: “Doğru söyledi. O (yani Ali) İlk’tir; bana ilk iman eden kişi demektir. O Son’dur; beni yıkayacak, kefenleyecek ve mezarıma koyacak Son kişi demektir. O Açık’tır; O benim bütün ilmimi açıklayandır. O Gizli’dir; o gizli ilmimin sahibidir. O her şeyin bilginidir. O helal, haram, farz ve sünnetlerde bilgin olandır. Bunda sorun nedir?” Sonra onların hepsi mescitten çıkıp mahcup halde oradan ayrıldılar.

açma sırrını dostuna
oda söyler dostuna
akıllıyı arkada tutma
akılsızı kılavuz etme